“Araf”, bir yandan fiziksel bir mekânda sıkışmışlığı, öte yandan içsel bir boşluğu anlatan derinlikli bir hikâyeyi merkezine alıyor. Zehra ve Olgun, hayatın tam da geçiş noktalarından biri olan bir otoban üzerindeki devasa benzin istasyonunda 24 saatlik vardiyalarla çalışmaktadır. Her şeyin gelip geçtiği, hiçbir şeyin kalıcı olmadığı bu yerde, kendileri de zamanla birer gölgeye dönüşmüş gibidir.

Monotonluk ve rutine sıkışmış bu gençler, değişim hayaliyle yaşamaya devam ederken, aslında kendi varlıklarını yitirdikleri bir vakumun içinde sıkışıp kalırlar. Her yeni gün bir öncekine benzer, her gelen müşteri bir diğerini tekrar eder. Onlar ise, görünmeyen bir çıkışı umut ederek hayatlarına devam eder.

Ancak bir gün, bu beklentiye karşılık veren bir olay ya da kişi belirir. Bu ani kıvılcım, Zehra ve Olgun’un hayatında sessiz bir devrimi tetikleyebilir mi? Yoksa bu da gelip geçen diğer her şey gibi mi olacaktır? “Araf”, sadece iki gencin değil, aynı zamanda umudun, sıkışmışlığın ve görünmez yaşamların hikâyesini gözler önüne seriyor.

Etiketler: arafta kalmak, gençlik dramı, monoton hayat, benzin istasyonu hikâyesi, Zehra ve Olgun, psikolojik çözülme, çıkış arayışı, içsel boşluk